Yoğunum...
Uzun bir zamandan sonra yine ufak bir kahve molası arasında yazmak istedim. Staj başladı ve yoğun bir şekilde devam etmekteyim. Bir yandan c# bilgimi ilerletmeye çalışırken bir yandan da yazılım açıkları bulma çabaları içerisindeyim.
Ama çalışmak gibisi yok.

yine gelicem :)

Ve uzun bir aradan sonra tekrar aldım kalemi elime.

Malum okullar bitti ve çoğumuz döndük evlerimize. bende şuan istanbul'dayım. Okulu ve internet hattımı(yaşam damarımı) çanakkale de bırakıp geldim buralara.Artık bağlantım dialup :( fırsat buldukça nete girmeye, maillerime bakmaya çalışıyorum ve malesef bloguma çok az uğrayabiliyorum.şuan bu satırları bile offline iken yazmaktayım. malum dialup ucuz birşey değil :)
valla vakit bir türlü geçmek bilmiyor. Hala TÜBİTAK tan staj haberleri beklemekteyim. bi yandan da bu ayın bilgi hazinesi olan bilim ve teknik dergisinin dvd sini inceliyorum. 1967 denbuyana tüm serilerini içeren bu dvd gerçekten dehşet birşey.
onun dışında öğleden sonra kendimi sokak hayatına adıyorum. yaz geldi ya gezip eylenmek çok cazip geliyorinsana. Valla ne yalan söyliyim bu güzel havalarda kendimi eve kapatmak hiç işime gelmiyor.
birde valla kaç gündür fırsat buldukça makineme linux ün serilerini kuruyorum. bir türlü istediğimi bulup da sabitkullanıma geçemedim.
sanırım debian dan vazgeçemememden kaynaklanıyor. bugün yine debian ı yüklemeyi denicem. denicem diyorum çünkü baya dan beridebian kuruyorum fakat notebook umun işlemci fanı ile haberleşemiyor ve fanım bir türlü susmak bilmiyor. buda verimli bir şekilde sistemi kullanamaz hale getiriyor beni. ama kararlıyım yapana kadar denicem ve debian la yaşamıma devam edicem inşallah tabi :)

EKRAN ARKASINDAKİNE

Kimsin sen? Kelimelerini gördüğüm, cümlelerinden vurgularını tahmin etmeye çalıştığım, orda olup yazdıklarımı okuduğuna, beni anladığına, anlaştığımıza inandığım sen... Varsın di mi? Ordasın? Konuşurken suratın nasıldır, ellerini oynatır mısın konuşurken? Ya mimiklerin? Konuşurken bakamadığım gözlerinin rengi ne? Sen de merak ediyor musun beni, yüzümün konuşurken ki halini...konuşurken gözlerine bakarım karşımdakinin, sağır değilim ama dudak okumayı severim ben... Bilebilir misin tüm bunları?...Sanmıyorum. Peki nedir ikimizi bu denli yakınlaştıran... görmediğimde özlettiren seni? Saatlerce yazıştığım, gülmekten sandalyeden düşeceğimi hissettiğim, hayatımın en gizli yerlerini paylaştığım sen kimsin? Nedir seni bu denli özel kılan hayatımda... nedir sonuna kadar sana içimi açmama sebep... Kelimelerce herkes güzel galiba... kelimeler zırh gibi, kelimeler sığınak... daha kolay ifade edebiliyoruz kendimizi... yüzleri görmeyince daha bir yakın, daha mı insan oluyoruz yoksa? Kelimeler zırhımızı mı yok ediyor... Hayali dostum kabul ettiğim sana kelimelerle ulaşırken daha mı açık oluyorum, ya da kavga esnasında kelimeler daha mı bir aslan kesilmeme neden oluyor? Burada olmaman ne de çok soru sormama neden oluyor kendime... kimsin sen? Kafamdaki gibi misin? Saçlarınla oynar mısın konuşurken? Dokunur musun konuştuğun kişiye? Nedir sana bu denli güvenmeme sebep? Nereden biliyorum seni... neden tanıyor gibiyim seni kelimelerin yeterli mi seni hayatıma sokmama... özlememe... seni orda gördüğümde sevinmeme? Gideceğinde, gitme dedirten, dur daha konuşacaklarımız var dedirten ne bana? Gittiğinde ekranda kalakalmamı sağlayan ne? Neden tüm bu sorular, nedir beni buraya getiren? Çok mu cevap arıyorum, kabullensem buranın sanallığını, gerçek yaşantıma geçirmesem, gerçeklikten sanallığa geçmede görsem seni sadece, gerçek anlara sokmasam seni düşüncelerce... olmuyor, yapamıyorum... nasıl silebilirim ki seni? Saatlerimi paylaştığım sen... sevincimi paylaşmak için sabırsızlandığım, üzüntümü paylaşmak istediğim... beni güldürmenden nasıl vazgeçebilirim? Bu kadar da toz pembe mi bu dünya?.. .olmadığını sen de biliyorsun... ben de... sinirden az mı çıldırmadık, ekranı yumruklamak hiç mi geçmedi içimizden?... ... ya aşk... dedim ya kelimelerce herkes güzel, kelimelerce herkese aşık olunabilir... öyle ya da böyle, gerçek ya da sanal, kelimeler veya sözcükler... önemli olan insanların buluşması değil mi?

Sen Kendi ELLERİNDEN TUT.. Kendine Benim için BİR GÜL VER:)

Keyfim Yerinde...

Yine herzaman ki tembelliğimle staj işini son zamana bırakmıştım. Okul kapanıp istanbul'a döndüğümde bulurum düşüncesinin rahatlıpıyla pek sallamıyordum. Bir gün Necdet hoca bizelere gelip Linux konusunda bazı firmalarla konuştuğunu ve staj yapmak isteyen varsa yönlendirebileceğini söyleyince ben tamamdır dedim. yazı linux le geçiriyorum edalarıyla mutlu mesut ortalıkta dolanmaya başladım. Ama gel gelelim bu konuda hiç bir ses çıkmadı :( Çarşamba günü Necdet hocama bu konuda gelişme varmı diye sorduğumda bana umudu kesmemde sakınca olmadığını söyledi. Buda başka bir ifade şekli :)
Kaldık mı ortada. Çoğu yer stajyer alımını Mayıs ayında bitirdi. Ben başladım sağa sola haber salmaya. Dedim durum ciddi bulun bana bir staj yeri. Neyse iki dostum kardeşim var. onlara da haber uçurdum(telefon ettim). Saolsun Kadri abim bi arkadaşıyla konuştu ve bana numarasını verdi. Aradım. Tubitak da C# üzerine yazılım geliştiriyorlarmış. Güzel güzel konuştuk. Bana ne istediğini, benim orada neler bulabileceğimi anlattı. Cv mi yolladım falan filan. neticesinde yarın yani gündüz bana haber vericekdi olumlu yada olumsuz bi cevap dönücek bana. Ama olsun şuan olma ihtimalini düşünmekte güzel.
Neyse hadi bu güzel haber derken bugün onur arkadaşım aradı beni. Biriyle konuşmuş ve beni anlatmış. Ykb Gebze Teknoloji üssün de ASP ve SQL alanında staj yapma fırsatım olduğunu ve cv göndermemi istedi. Oldumu güzel haber 2 :)
Valla işler sonuçlanana kadar keyfim yerinde. Umarım ikisinden biri olur.
Birde işin kötüsü ikisi de gel derse ben hangisine gidicem ???
Bir yanda TUBİTAK bir yanda Teknoloji üssü. İkisi de gelecek vadeden yerler.
Sabah ola hayrola.
Kısmetimiz de hangisi varsa o olsun diyoruz. Yok ikisi de yoksa salık olsun deriz napalım :)
Saat kaç oldu ben hala ayaktayım. Son bir sınavım kaldı "İşletim sistemleri" harıl harıl ına çalışıyorum. Bitsin artık evime İstanbuluma dönmek istiyorum.
Bir an önce staj a başlamak istiyorum. hayat bu yerinde durmuyo zaman akıp gidiyor.

Çalışmak çalışmak çalışmak lazım...

Sevgili Dostlarım...

Bugün değinmek istediğim konu dostluk.
Geçmişi fazla olmayan yani bu sene gittiğim ingilizce kursun da tanıştığım virgül kaynaştığım iki insan dan yada ne bileyim insan da diyesim gelmiyo ama :) kısaca onlardan bahsetmek isticem.

Onlar bu sene mezun olup gidiyorlar. Önlerinde koskocaman bir hayat var. Onlara buradan hayatlarında başarılar dilemek istiyorum.
Bu arkadaşlar su ürünlerinde okuyorlar birazcasına inekler :) bu kötü bişi diil güzel ama inekliğin getirisi olduğu kadar götürüsüde var ki o apayrı bir konu.

Onları tanıdığıma memnunum. Umarım hayatın ilerleyen yollarında yollarımız burda olduğu gibi tekrar kesişir.

Dostlukların her zaman bakii kalması umuduyla.

Ben ve Engin

Emrullah ve Ben

Evlilik Programı...

Degerli Teknik Servis,
Gecen yil aldigim
"Erkek Arkadas 5.0" programini
"Koca 1.0"seviyesine yukselttim.
Ama tum sistem performanslarinda
Bir yavaslama sozkonusu,
ozellikle
"Erkek Arkadas 5.0"
bolumunde bulunan "Cicek 8.0"ve
"Mum İsiginda Yemek 6.3" islemleri
"Koca 1.0" programinda yok..
"Koca 1.0" programi devreye girince bir cok program devre disi kaldi.
"Romantizm 9.5" ile
"Ozel İlgi 6.5" kesinlikle devre disi, ama bunun yerine
"Sinirsiz TV 0.4" ve "Maraton 1.35" surekli calisiyor.
"Sohbet 8.0" ve "Ev Temizligi 2.6"yi calistirinca da
sistemi cokertiyor.
Yukledigim : "Kavga 5.3", "Evi Terk Et 3.2" programlari da hic fayda etmedi.
"Koca 2.0" surumunu yuklesem ise yarar mi?
Sizce ne yapmam gerekiyor?

İmza
Umutsuz

Teknik Servis'ten Umutsuz'a

Sayin
Umutsuz,

Bir kere bu olayi soyle gormeniz gerek
"Erkek Arkadas 5.0" bir eglence paket programidir,
"Koca 1.0" ise basli basina bir isletim sistemi.
"Beni sevdigini dusunuyordum.html"
komutunu yazarak "GozYasi 6.2"'
programini indirin ve "Suclu His 3.0"'i guncellemeyi unutmayin.
Eger bu uygulamalar dogru sonuc verirse "Cicek 2.0" ile
"Mum İsiginda Yemek 2..1" kisa bir sure icin devreye girebilir.
Ama sakin bunlari cok sik uygulamaya koymayin
yoksa "Koca 1.0 " otomatik olarak koruma programi olan
"Sessizce SuratAsma 2.5" devreye sokar.
Ama ne yaparsaniz yapin kesinlikle
"Kaynana 1.0"'i calistirmayin.
(Ekran goruntusunu bozan ve sistem kontrolunu kaybettiren
bir virus kendiliginden ortaya cikar).
Ayrica "Erkek Arkadas 5.0" 'i kesinlikle yeniden yuklemeyin.
Bu kabul edilmez uygulama ciddi sorunlar yasatabilir ve
"Koca 1.0" bunu kaldiramaz.
"Koca 2.0" ise size ek yuk getirmekten baska ise yaramaz.

Kisacasi "Koca 1.0" cok guzel bir isletim sistemi,
ama sinirli hafizaya sahip ve yeni uygulamalari
hemen kavramaya musait degil.

Performans arttirici ek programlar tavsiye ederiz,
mesela "Sicak Yemek 3.0" ve "Sevgi Sozcukleri 7.7" cok
faydali olur.

İyi
Sanslar,

Teknik
Servis

Model Uçak Alıyorummm...

Bugün gezegen.linux.org.tr yi turlarken Gökmen arkadaşımın bir yazısına gözüm çarptı. Yazının konusu model uçaklarla ilgiliydi. Benim de uzun zamandır içimde sakladığım yada bastırdığım bazı hevesleri harekete geçirdi ve başladım net de model uçak araştırmaya. Gökmen arkadaşımız öyle güzel bir video bulmuş ve yayınlamış ki o videoyu seyreden herkes bu olaya heves saracağını düşünüyorum. Valla ben onu seyrettikten sonra çocuklar gibi "bende isterim bende isterim" demeye başladım :)

Stres atmanın bence bambaşka bir yolu olsa gerek. Ben bir model gördüm ve beyendim. Gerekli kişiyle irtibat kurup uçak hakkında detayları da öğrendim. Şuan sadece sipariş vermem yeterli :)

Öncelikle o sizlere bahsettiğim muhteşem video yu sizlerle paylaşıyım.

Sizce haksızmıyım. İnsanı etkilemiyor mu ?

Buda benim almayı düşündüğüm model.

CESSNA 182 RTF

Güzel bir Deniz sefası...

Sınavların yarısını atlattıktan sonra, arkadaşlarım da buradayken bir deniz sefası yapalım düşüncesiyle cumartesi sabahı Oğuz, Atacan, Hüseyin, Muhammed ve ben çıktık yola. Bizim okulun tesislerine gittik. Baya kalabalıktı. Bizim okul adeta ordaydı :) Çok temiz olmasa da tesis fena değildi. Ama kısa bir süre sonra dalgalar saolsun denizi berbat bir hale soktu. Kıyı pislik doldu yine de güzel bir gündü.
Ben her deniz sefam gibi bunda da öyle bir yandım ki sabahı nasıl ettiğimi bilmiyorum. şuan hertarafım acıyor, yanıyor ve pancar gibiyim. Ben hiç uslanmayacağım sanırım :)
Eğer Aksilik olmaz sa 9 unda ki son sınavdan sonra bir hafta kalıp güzel bir deniz sefası sürmek ama tabiki aşırı güneşlenmemek kaydıyla.

O günden güzel bir hatıra...

Oğuz ve ben