Pazar, Mayıs 28, 2006

Biraz da Genel Kültür...

Geçenlerde internet de gezinirken bilim teknik dergisinin web sayfasına rastladım. Çok hoşuma gitti. Emek sarfedenlerin ellerine salık valla. Bende herzamanki gibi sizlerle paylaşıyım istedim. Faydalanmak lazım bu tarz bilgilerden :)

Gezelim Görelim Öğrenelim (GGÖ).

Cuma, Mayıs 26, 2006

Bugün Oyun Günü ...

Net de gezinirken flash da yapılmış birbirinden güzel oyunlara rastladım. Kendimi oynamaktan alıkoyamadım ve paylaşmak istedim :)

Hepinize iyi oyunlar dilerim.

Çarşamba, Mayıs 24, 2006

Acaba ne yapmalı ???

Bu gün Üniversitemize SmartPRO Bilgi Çağı Gelişim Akademisi Genel Müdürü Önder Eker bey ve arkadaşları geldi. Bizlere "Bilişim sektöründe uluslararası kariyer fırsatları"hakkında bir konuşma yaptı. Bu konuşmasında sertifikaların hayatımızdaki yerinden ve öneminden bahsetti.
Düşünüyorum da sanırım bu sertifika programları olmaksızın birşeylerin olması zor gibi.
Nasıl ki bizlere okulda ingilizce eğitimi verilir ve çok azımız bu eğitim sayesinde dil bakımından iyi bir seviyeye geliyor olsada, çoğumuz bir kurs'a ihtiyacı duyuyoruz.
Burdan yola çıkarsak okullarda aldığımız eğitimi de buna benzetebiliriz. ve iyi bir seviyeye gelmek için bu tarz eğitimlerim günümüz Türkiye'sinde hatta günümüz Dünya'sında olmazsa olmazlar arasına koyulabilir diye düşünüyorum.

Birde öyle bir üçlemeyi birleştirmişler ki bu daha başka bir konu.

Valla ne yalan söyliyeyim, işin içerisin de Nortel de olunca şimdi oturmuş kara kara düşünüyorum. Ne mi düşünüyorum ?

Bu eğitimleri alsam mı ? almasam mı ?

Ama günümüz Dünya'sında herşey paraya bakıyor. 3.5 aylık bir CISCO eğitiminin indirimli fiyatı olmuş 2250YTL.

Ama şöylede bir söz vardır hamama giren terler diye. Ben hamama babamı soktum ve sanırım bir işe girip para kazanana kadar da onu baya bi terleteceğe benziyorum :)

Ben eniyisi bugün toprağımı nadasa bırakayım(eğitim alarak), elbet ileride bir gün bunun verimini alırım.

Salı, Mayıs 23, 2006

Teknoloji'nin yaşı olmaz...

Ben söyliyecek söz bulamıyorum. Budur işte abi bu.....

Şimdi merak ediyorsunuz onlar orada ne yapıyor ?
- Tabiki Python da yazılım geliştiriyolar...

Sizlere aralarında ki konuşmayı özetliyim...

Soldaki teyzem : Ya iki kod da ben yazıyım nolurrr.
Kod yazan teyzem : Dur şimdi, bir yerde hata var bulamadım.
Masum teyzem : Ah bi naptıklarını anlasam.
Gülen teyzem : he he he ben hatanın nerde olduğunu biliyorum.

Pazartesi, Mayıs 22, 2006

Sonunda herkez kodlarını açıyor...

Sanırım firmalar yavaş yavaş olması gerekenin farkına vardılar. Her nekadar işin içerisinde ticari kaygının etkisi büyük olsa da şuan bizim için önemli olan bu açık kodlardan faydalanmak.

Sun Microsystem OpenSolaris den sonra Java'nın yazılımının açık kaynağa dönüştürüleceğini açıkladı. Açık kaynakçılar yıllardır Sun Microsystems’a Java programlama dilinin kodlarını açmaları yönünde baskı yapıyordu. Şirket, kodların açılması halinde Java üzerindeki kontrolünü yitireceği endişesiyle buna yanaşmamıştı. Ancak yeni kararla (Acık kaynak felsefesinin yaygınlaşması ve ticari kaygı) Sun’ın fikir değiştirdiği belirtiliyor. Sun yetkilileri, açık kaynağa dönüşümünün nasıl gerçekleşeceğinin ise henüz belirsiz olduğunu vurguluyor.

Sanırım açık kaynak kod felsefesi herkesin paçasının tutuşmasına start verdi.....

Cumartesi, Mayıs 20, 2006

Bir Garibin Kısa Hikayesi ( Yani benim )...

Sizlere biraz kendimden bahsedeyim. Ben 3 şubat 1981 de İstanbul Kadıköy de dünyaya geldim. O sıralar ailem Heybeli ada da ikamet ediyorlardı.Babam gemici olduğundan beni annem büyüttü.birde ablam var. Çocukluğum heybelide geçti.Her gece mehtaba çıkamasam da orayı çok seviyorum. Anasınıfı ve ilkokul 2 ye kadar orda okudum. Sonra İstanbul un Pendik semtine taşındık. İlk okul eğitimimi orada tamamladım. Tabi okul dışında da hayatı yaşamaya devam ediyordum.Sonraları aklıma bir şekilde İmam Hatip Lisesine gitme fikri geldi ve orta okul kaydımı İmam Hatip Lisesinde almaya karar verdim. Gerçi o zaman çocuktuk öyle büyük kararlar alamıyorduk ama olsun bu kararı hayırlısıyla vermiş oldum. Neyse o zamanlar İmam Hatip sınavla alıyordu, sınavlarına girdim ve derece alarak okula kaydımı yaptırdım.Tabi o zaman bu günkü gibi diildi imam hatipler.Erişilmesi zordu ve oradan çıkanlar çok iyi yerlere gelebiliyorlardı.Neyse işin o yanını şimdi irdelemeyelim.Bilgisayarla tanışıklığım o senelerde başlamıştı.Siyah beyaz ekranlı windows 3.1 işletim sistemli makinelerdi bizim oyuncağımız.Orta okul yılları çabuk geçti tabi.Sonra liseye geldik tabi ben hala imam hatip deyim.Ozamanlar bizde lise 4 seneydi.biz lise 3 deyken bu imam hatipler için puan kırma olayı patlak verdi.Tabi bizde bir endişe doğmaya başladı.Hocalarımızın bize yaptığı kötülüklerden biri de bu yönde oldu.O zamanlar biz daha sistemi falan bilmezken hocalarımız bize 0.2 ile çarpılmanın fazla fark etmeyeceğini 2-3 soru fazla yaparsak bu farkı kapatabileceğimizi söylediler.bizde bilmediğimiz için tabi inandık.bazı arkadaşlar o sene okulu terk ederek açık liseye geçtiler sırf bu 0.2 meselesi yüzünden.biz dedik gemiyi terk etmiyelim.bu geminin fedakar kaptanlara ihtiyacı var dedik ve kaldık.4. sınıfa geldiğimizde (sene 1999) sınava bir adım daha yaklaşmıştık.Sonra ne olduğunu anlamadan kendimizi sınavdan çıkmış bulduk.Ama durum hiç de anlatıldığı gibi diildi.Yani 2-3 soru bizi kurtarmıyordu. o sene bizden 4 yıllık fakültelere giren fazla arkadaş olmadı.Bende tabi kazanamadım. O sene dershaneye başladım.tekrar girdim sınava.Bu seferde 4 yıllıklar nerdeeee.ben anca Sakarya üniversitesi Geyve meslek yüksek okulu bilgisayar programcılığını kazanabildim.Ama gittiğim yer öyle biryerdi ki benden sonrakilere de bilmeden görmeden yer seçmeyin dedim.Neyse 2 sene orda geçti ama güzeldi ne yalan söliyim.Göz açıp kapayana kadar bakmışız diplomalar alınıyo.Neyse aldık diplomamızı.akrabalar aklıma vekil öğretmenlik fikrini koydular o dönemler.benimde öğretmenlik hoşuma gider diyerekden o sene öğretmenliğe başvurdum ve çıktı. bi devlet oklunda bilgisayar öğretmeni oluverdim. valla çok güzel bir duyguygu.bence herkes kısa bile olsa hayatında öğretmenlik yapmalı.neyse bu arada tabi mezun oldukdan sonra her sene yapılan 4 yıllığa geçiş yani dikey geçiş sınavına da giriyordum.bilgisayar mühendisliğine geçmeyi çok istiyordum.ama o sene olmadı.ben de öğretmenlikden sonra farklı bi iş yapmaya karar verdim.gazete aldım tüm ilanlara cv mi yolladım ve bir pazarlama şirketi beni aradı.gittim görüştüm ve kendimi pazarlamacılıkda buldum.insan hiç iş deneyimi olmayınca düzgün bi iş bulması gerçekten zor oluyo.neyse verdiler elime 2500 $ lık süpürgeyi git dolaş bunu sat dediler.ya bi an dedim bunlar dalgamı geçiyo.neyse aldık elimize süpürgeyi düştük yollara.önce kapı kapı çocuk yuvalarını dolaştım istanbulun.kimse almıyor bunu.moralim bozuldu.bi işi becerememek gerçekten kötü bi duygu.ama bu cihazda alınır gibi diil ki.ama sonunda bi yuvaya sattım.adam polis muhabiriydi.kendi çocuk yuvası vardı.oraya satıverdim ama sanırım sonradan öğrendiimde parayı alamamışlardı.ama olsun ben sattım gözüyle bakıyorum.sonra farklı bi bölüme geçtim. ses ve görüntü sistemleri satışına.işe satış diye başladık ve sonra kendimi montajında buldum.projeksiyon ve plazmaların montajı.neyse o sene de dgs sınavına girdim.benim bi kuzen vardı oda 2 yıllık programcılık mezunuydu.oda o sene girdi ve dokuz eylül bilgisayar mühendisliğini kazandı ama ben kazanamadım.çok üzüldüm.çünkü ailem buna çok üzüldü.üzerime baskılar yaptılar.bende o sene onlara sölemeden askerlik tecili bozdurup askere gidicektim ki bi akraba tekrar girmemi istedi.ben de düşündüm ve çalışıp tekrar giriyim dedim kendime.sonra işden yılbaşından hemen sonra ayrılarak evde az da olsa çalışmaya başladım.sonra sonuçlara bi baktım ki çanakkale onsekiz mart üniversitesi bilgisayar mühendisliğini kazanmışım.önce şaşırdım ösym beni hiç sevmezdi hata mı yaptı acaba diye düşündüm ama yapmamışlardı.ve bunca yoldan sonra şuan çanakkale onsekiz mart üniversitesindeyim.olmuş yaş 25 ve ben daha 3. sınıftayım.ama olsun geç oldu ama nerden nereye geldim.benim için bu güzel bi duygu.azmin elinden bişe kurtulmuyo kısacası.şuan keyfim yerinde.en kısa zamanda okulumu bitirip hayatın kucağına kendimi tekrardan atmak istiyorum.eeee yaş geçiyo bi yerden başlamak gerekiyo çok geç olmadan.

Valla hayatın insana ne getireceği hiç belli olmuyor. O yüzden her an herşeye hazırlıklı olmak lazım...

Bu Şarkılar da olmasa...

Benim birde hayatımı süsleyen bir etmen daha var.
Oda müzik. Pek bişiler yapamasam da hevesim var. Çalmaya ve söylemeye çalışıyorum ama bilmem nekadar becerebiliyorum.

Sizlerle de bir şarkımı paylaşmak isterim. Çalıp söyleyen benim. umarım beyenirsiniz...


>>>Şarkıyı indirmek için tıkla <<<

Teşekkürler :)

5. Linux Şenliği...

11-14 Mayıs 2006 tarihinde okuldan 16 kişi 5. Linux ve Özgür Yazılım Şenliği için Ankara ODTÜ üniversitesine gittik.
Gerçekten güzel seminerler düzenlendi. Yani insanı harekete geçirecek nitelikde seminerler.
Benim gerçekten çok hoşuma gitti ve sanırım bundan sonraki senelerde yapılacak olanları hiç bir şekilde kaçırmıyacağım.

Güzel hatıralar oldu o günlerden. Levent, Oğuz ve ben ODTÜ nün sözde özel yurdun da kaldık ama ne özel yurt anlatamam :)

Neyse o günlerden güzel bir hatıra fotoğraf ta kaldı.

işte günün hatırası...


Sona çok az kaldı...

Sanırım yavaş yavaş şekle giriyor bu blog.
yapabildiğim yerleri türkçeleştirdim. bakalım daha neler yapılabiliyor bununla :)

ve düğüm çözülüyor...

Valla kaç dakikadır bu blog meselesini çözmeye çalışıyorum.
insanda ingilizce olmaması çok kötü. çalışmalara bir an önce ağırlık vermem gerekiyor.


yazılacak okadar çok şey var ki nereden başlasam bilemiyorum.
okadar çok planım var ki ama bir türlü okul derslerinden fırsat bulup da onlara geçemedim.

gerçi şunun şurasında okulun kapanmasına ne kaldı ki :)
yaz geldi yazzz...

Merhaba dostlarım.
bundan sonra bende sizlere günü birlik yada fırsat buldukça brşeyler karalamayı düşünüyorum.